Türkiye’de Eğitim Yöneticiliği ve Maarif Müfettişliği
Türkiye’de eğitim ve okul söz konusu olduğunda, akla öncelikle öğretmenler ve öğrenciler gelir. Eğitimde nitelik tartışmaları gündeme geldiğinde de aynı şekilde öncelikle öğretmenlerin ve öğrencilerin niteliği tartışılır. Hâlbuki bir okulun başarısında öğretmenler kadar hatta onlardan daha fazla etkili olabilecek birileri vardır. Bunlar, o okulu yöneten insanlar; müdür ve müdür yardımcılarıdır. Okul yöneticilerinin okul başarısı ve eğitimin sonuçlarıyla öğrenci başarısı üzerinde doğrudan ve dolaylı etkileri vardır. Bir okulda öncelikle olumlu bir öğrenme ikliminin hazırlanması ve sürdürülmesi gerekir. Okul müdürünün asli görevi ise herkesin zevkle çalıştığı ve öğrendiği bir okul ortamı hazırlamak ve bunu sürdürmektir. Bu kitap eğitim yöneticiliği, maarif müfettişliği, müdür yardımcılığı, şube müdürlüğü, il-ilçe millî eğitim müdürlükleri ve müdür yardımcılıkları ile Millî Eğitim Bakanlığı merkez örgütü yöneticiliğine seçme, atama ve yetiştirme uygulamalarını içermektedir. Diğer yandan, eğitim yöneticiliği ile maarif müfettişliği için hizmet-öncesi ve iş başında yetiştirme programları olarak görülen eğitim yönetimi lisansüstü programları, sertifikalandırma süreçleri, farklı ülkelerdeki uygulamalar, eğitim yöneticilerinin okuldaki rolleri, etik konuları ve özel eğitim kurumları yöneticiliği de ayrı ayrı ele alınarak bütüncül bir bakış oluşturulmaya çalışılmıştır.
Öğretmen Yetiştirmenin Bugünü ve Geleceği: Sorunlar ve Çözüm Önerileri
Sonucunda örnek bir araştırma ve çalışma ile iddiasını kuvvetlendiren eser metodolojik bir tarzla öğretmen yetiştirme modelleri, farklı ülkelerdeki öğretmenlik eğitimi, eğitim fakültelerinin genel profili üzerinden akademik eğitim sistemine dair farklı bir bakış açısını ve önerilerini ortaya koyuyor.
Denetim ve Öğretimsel Liderlik Gelişimsel Bir Yaklaşım
Bu kitapta öğretimsel denetim, öğretme ve öğrenmenin sağlanmasına destek olarak ele alınmakta ve öğretimsel liderlik ile eş anlamlı görülmektedir. Bu, denetim ve öğretimsel liderlik sürecinde, denetmenlerin yanı sıra öğretmen ve diğer eğitimcilerin de rolü olduğu anlamına gelmektedir.
Gerek üniversitelerin eğitim yönetimi ve denetimi alanındaki lisansüstü programlarında gerekse Milli Eğitim Bakanlığının hizmet içi eğitimlerinde bu kitaptan yararlanılması önerilmektedir. Kitabın genel yaklaşımı olan gelişimsel denetimin ve dokuzuncu baskıda ilk kez yer verilen devingen okulların, eğitim ve okul yöneticileri ile araştırmacıların ilgisini çekeceği düşünülmektedir. Farklı eğitim sistemine ilişkin gözlemlere dayanmakla birlikte, okurlar özellikle kitapta yer verilen rol oynama ve yansıtıcı alıştırma etkinliklerinde kuramla uygulamayı birleştirme fırsatı bulabileceklerdir.
Özgün adı “SuperVision and Instructional Leadership: A Developmental Approach” olan bu kitap, Türkçeye “Denetim ve Örgütsel Liderlik: Gelişimsel Bir Yaklaşım” başlığıyla çevrilmiştir. Kitap 22 bölümden oluşmaktadır. Pearson tarafından ilk kez 2004’te yayımlanan kitabın Türkçe çevirisi dokuzuncu basım üzerinden yapılmıştır.
Türkiye’de Yükseköğretim Alanı, Kapsamı ve Politikaları
21. yüzyılda ülkeler ulusal, bölgesel ve küresel etki alanları ve sürdürülebilir kalkınma politikalarını yeniden inşa ederken yükseköğretimi stratejik bir değişim ajanı olarak kabul etmekte ve yükseköğretimin yönetimini bir kavram, yapı, süreç ve sistem olarak yeniden konumlandırmaktadırlar. Türkiye modernleşme ideali doğrultusunda 18. yüzyıl sonlarında tesis etmeye başladığı yükseköğretim sistemiyle değişme ve gelişmenin merkezine genel olarak eğitimi, özelde ise yükseköğretimi konumlandırmış; modern kurumların tesisi ve toplumun sosyal, kültürel ve politik olarak dönüşümünde yükseköğretimi bir dip dalgası yaratacak stratejik bir örgüt olarak tanımlamaya çalışmıştır. Ancak, uygulamada daha çok seçkinci bir yapı gösteren yükseköğretim kurumları, geçtiğimiz 15 yılda kitleselleşmeye doğru evrilmeye başlamıştır. Seçkinci anlayıştan kitlesel yükseköğretime giden bu süreçte anlamı, yapısı ve işleyişi farklılaşan yükseköğretim kurumları başta paradigma-sistem uyuşmazlığı olmak üzere pek çok sorun ile birlikte küresel anlamda ciddi bir rekabetle karşı karşıya kalmaktadır. Bu sorunlara paralel olarak yükseköğretimin yönetimi, Türkiye’de yeni/özel bir çalışma alanı/disiplini olarak ortaya çıkmaktadır. Bu alan ise yükseköğretim sisteminin önemli değişkenlerini ortaya koyabilir; sadece betimsel değil sistemli, bütüncül, karşılaştırmalı, boylamsal ve derinlemesine inceleme/araştırma olanakları/verileri sağlayarak Türkiye’de yükseköğretimin gelişmesine katkı sağlayabilir. Bu kitap büyük bir iddia taşımaktan ziyade yükseköğretimin yönetimine ilişkin konu ve sorunlara farklı bir bakış açısı getirmeyi ve başta akademik camia olmak üzere tüm toplumsal kesimlerin içinde yer alabileceği bir tartışma yaratmayı amaçlamaktadır.